Ya Öyle Olsaydı? | Sinemanın Sınırlarını Zorluyoruz!

[svsknr]

Hiç aklınızın bir köşesinde "Acaba o filmi o yönetmen değil de bu yönetmen çekseydi ne olurdu?" diye bir düşünce belirdi mi? Ya da "Şu iki karakter farklı filmlerde değil de aynı evrende buluşsa neler yaşanırdı?" dediğiniz oldu mu?

İşte bu soruların peşine düştüğümüz yeni oyunumuza hoş geldiniz: "Ya Öyle Olsaydı?"

Bu oyunda kurallar basit: Hayal gücümüzü serbest bırakıyoruz! Bir kişi ortaya bir "Ya Öyle Olsaydı?" senaryosu atıyor, biz de hep birlikte o senaryonun nasıl sonuçlanacağını, ortaya nasıl bir film çıkacağını tartışıyoruz. Amaç, bildiğimiz filmleri ve karakterleri alıp yepyeni ve bambaşka bir potada eritmek.

• Yönetmenleri Değiştir!

• Karakterleri Farklı Filmlere Gönder!

• Film Sonlarını Yeniden Yaz!

Hazırsanız, sinematik evrende çılgın bir yolculuğa çıkalım ve ilk sorumuzla başlayalım!

Soru: Eğer Recep İvedik'i Nuri Bilge Ceylan çekseydi nasıl bir film ortaya çıkardı?

[svsknr]

RECEP: BİR TAŞRA SIKINTISI
(Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan)

Açılış Sahnesi: Recep, karla kaplı bir pencereden dışarıyı 12 dakika boyunca sabit kamerayla izler. Hiçbir şey olmaz.

Tek Aksiyon: Filmin en hareketli anı, Recep'in sobayı yakmaya çalışırken 15 dakika boyunca tek kelime etmeden uğraşmasıdır.

Diyalog: Recep, filmdeki tek dostu olan ve sürekli sigara içen Nuri'ye (kesin Ercan Kesal oynar) döner ve sorar: "Gaz çıkarsak... O gaz nereye gidiyor Nuri? Evrene mi karışıyor?" Nuri cevap vermez, sadece ufka bakar.

Unutulmaz An: Recep'in ağzından "Osuruk" kelimesi hiç çıkmaz. Ama rüzgarın uğultusu o sesi sürekli andırır.

Sonuç: Film, Cannes'da Jüri Büyük Ödülü'nü alır ama gişede 127 kişi tarafından izlenir. Seyirciler "hani komiklik?" diye isyan eder.