SİNETAYFA

Tam da buraya yelken açmayı düşünüyordum teşekkür ediyorum

Şu filmi birebir kopyalamışlar:

Böyle dümdüz filmlere bayılıyorum. Ne bir abartı ne de gereksiz trajedi ya da aksiyon... Otur izle.

Bir de bu Birol Ünel'den şüphe etmeye başladım! Sanırım gerçekten serserinin teki ve oyunculuk falan yapmıyor!

Hep sanat sepet filmler izleyecek değiliz ya, biraz da büyük bütçeli aksiyon filmi izleyelim.

Farklı bir film izleyecekken, kumandanın azizliği sonucu, erken izlediğim bir film oldu ama iyi de oldu.

Ve ilk hedefimiz... Bu filmde bir yerde bir şeyler olacaktı ama bu kadarını da beklemiyordum!

İzledim gitti.

90'lı yılların Show TV'sinde Kırmızı Nokta Kuşağı kıvamında bir film. Hani hiç bir şey görmediğiniz ama kafanızda destan yazdığınız cinsten!

Eski tarz komedi…

Görmedik demeyin,izlemeyen kalmasın! Muhteşem bir film izledim.Şanslı hissediyorum.Şans vermenizi rica ediyorum.1960 yapımı Stanley Kramer filmidir.

Efendim, “Maymun Davası” sizde ne çağrıştırıyor? Meraklıları biliyordur ben yeni öğrendim (Film ile) Benim gibi bilmeyenlere bu yaşanmış gerçek olayı, aslında filmin de konusunu oluşturan bu ‘Dava’yı, konu hakkında ki bilgi depolarından topladıklarım ile kısaca aktarmak isterim izninizle.

Amerika'nın Tennessee eyalet kongresinde 1925 yürürlüğe giren “Butlar Yasası” adlı kanun ile Evrim Teorisinin okutulması yasaklanmış, bu yasağa karşın Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği bu yasaya dava açmak karşı çıkmak istiyordu. Bunu da 24 yaşında ki bir biyoloji öğretmeninin derste davası adına evrim teorisini anlattı ve öğretmen John Scopes hakkında tutuklu yargılanma kararı verildi. Darvin in teorisinde yer alan “insan, goril, şempanzelerin aynı ortak atadan evrildiği görüşü dava tartışmalarında “insanın maymundan geldiği iddia ediliyor” şeklinde dönüşüme uğradı. Mahkeme dışına şempanzeler getirilip gösteriler yapıldı. Bu durum Scopes Davasının adını “Maymun Davası”na dönüşmesine neden oldu. Bu küçük bölge bu dava sayesinde ünü ile ciddi bir ticarethaneye dönüştü.

~ Ne dava ama değil mi?~

Davanın taraf olan avukatları vaiz, siyasetçi ve özgür düşünce savunucu olan avukatlar tarafından yürütüldü.

İşte ana hatları ile “Maymun Davası” ve işte filmin gerçek alıntılı konusu.

Ahh ne curcunalı bir dava değil mi? Düşünebiliyor musunuz din ve bilim arasında ki çatışmayı ve bundan beslenebilecek çeşitli kaynakları…

Konu ilgi çekici ama siz bir de filmi görün… Hararetli, akıcı, trajikomik hatta baya komik, düşündürücü ve daha bir sürü şey...

Bu filmi izlerken aslında hukuk sisteminin çarpıklığını, toplumun baskıcı bir düzende razı oluşunu… Bu araya filmden bir alıntı aktarmak isterim ne güzel ifade etmiş net biçimde hal vaziyeti:
Bunlar basit insan (halk) Henry, fakir insanlar. Çok çalışırlar ve bir şeye inanma ihtiyacı duyuyorlar… Güzel birşeye. Neden onları bundan mahrum bırakmak istiyorsun, Henry? Sahip oldukları tek şey bu. Altın bir umut kadehi gibi…

Henry bunun üzerine şöyle der:

…İnsanlara umut verdiğini söylüyorsun. Bence onların umutlarını çalıyorsun. Bu ışıldayan cennet için birinci şart… Cehalet yobazlık ve nefrettir. Ben de canı cehenneme diyorum. diyor
Bu fim alıntılanmaz bu film ile davaya seyirci olarak katılımcı olunur ancak; çünkü yargılanmayı izlerken konu aslında hiç din temelli sorguyu değil, düşüncenin yargılamasının ne kadar acı, yönetimin ne kadar dayatması ve toplumun kendi dışında olana ne kadar dışlayıcı olduğunu izliyorsunuz… Daha da neler neler…

Af diliyorum bunca uzun ifade ve cümleler için, film böyle mi aktarılır bilmiyorum. Heyecanıma veriniz. İyi seyirler dilerim…